Kim Jong-un'dan Garip Bir Karar: Premier Lig Yasağı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, beklenmedik bir kararla Premier Lig maçlarının ülkedeki yayınlarını kısıtladı. Bu kararın ardındaki sebep ise Tottenham Hotspur takımının kaptanı ve Güney Koreli yıldız futbolcu Son Heung-min'in varlığı. Kuzey Kore, Güney Kore'yi düşman olarak gördüğü için Güney Koreli oyuncuların yer aldığı takımların maçlarını yayınlamamayı tercih ediyor. Bu durum, akşam haberlerinden önce Premier Lig maçlarını izleme hakkına sahip Kuzey Koreli vatandaşların, Londra ekibi Tottenham'ın maçlarını izlemelerini engelliyor. Bu karar, özellikle yarın en sevdiği takım olan Manchester United ile karşılaşacak olan Son Heung-min'in Tottenham'ın maçlarının yasaklanmasıyla sonuçlandı. Bu durum, Kim Jong-un'un ilerleyen günlerde kararından pişmanlık duymasına neden olabilir. Söz konusu yasağın yalnızca Tottenham'ı değil, geçmiş sezonlarda Güney Koreli oyuncuların yer aldığı Wolverhampton Wanderers ve Brentford takımlarını da kapsamadığı belirtiliyor.

Kuzey Kore'de Spor Yayınları ve Propaganda

Kuzey Kore'de yayınlanan Premier Lig maçlarının süresi, 90 dakikadan 60 dakikaya indirilmiş durumda. Ayrıca maçlar, oynandıktan yaklaşık dört ay sonra, haber bültenlerinden önce yayınlanıyor. Bu durum, yayınların propaganda amaçlı kullanımı üzerindeki hassasiyeti gözler önüne seriyor. Bağımsız ABD düşünce kuruluşu Stimson Center'ın araştırmasına göre, spor yayınlarının devlet televizyonunda nadir olarak propaganda amacıyla kullanılmayan yayınlardan biri olduğu ortaya çıkmıştır. Devlet televizyonu KCTV'de yayınlanan futbol maçlarının Kuzey Kore'deki spora olan ilgiyi gösterdiğini söylüyor. Stimson Center'dan Martyn Williams, "Bunu ilginç bulduk. KCTV'de çok fazla futbol gördük. Yayınladıkları başlıca uluslararası spor bu" şeklinde açıklama yaptı. Bu durum, Kuzey Kore rejiminin sporu dahi ideolojik amaçlar için kullanma çabalarına rağmen, popüler sporlara olan talebin görmezden gelinemeyeceğini ortaya koyuyor.

Diğer Diktatörlerin Futbol Tutkusu

İngiliz futbolu, sadece Kuzey Kore'de değil, dünyanın farklı yerlerindeki diktatörler arasında da hayranlık uyandıran bir spor. Geçmişte, Küba devrim lideri Fidel Castro'nun Arsenal taraftarı olduğu, 2019 yılında ölen Zimbabve diktatörü Robert Mugabe'nin ise Chelsea taraftarı olduğu biliniyordu. Bu durum, futbola olan ilginin, siyasi ideolojilerden bağımsız olarak, dünya çapında yaygın bir şekilde paylaşıldığını gösteriyor. Sporun birleştirici gücü, hatta siyasi görüşleri farklı kişiler arasında bile ortak bir ilgi alanı oluşturuyor. Bu durum, dünya genelinde futbolun siyasi sınırların ötesine geçen bir fenomen olduğunu gösteriyor. Kuzey Kore’nin bu kararının sporseverler üzerinde oldukça tartışma yaratması bekleniyor.


Tottenham taraftarı Tom Bell ise "Bu sezon Spurs'ün gösterdiği performansa bakılırsa, Kuzey Koreliler maçları izlemek zorunda kalmadıkları için şanslı sayılırlar" diyerek durumu esprili bir dille yorumladı.